Nazim Hikmet

NAZIM HIKMET (1902-1963)
Selanik'te dogdu. Heybeliada Harbiye Mektebi'ni bitirdi. Hamidiye Kruvazoru
guverte subayi iken, saglik nedeniyle askerlikten cikarildi. Bolu'da bir sure
ogretmenlik yapti, daha sonra Trabzon uzerinden Batum'a, oradan da Moskova'ya
gecti. Kutv Universitesi'nde ekonomi politik ogrenimi gordu. 1924'te yurda
dondu. Aydinlik Gazetesinde yayinlanan yazi ve siirleri yuzunden on bes yil
hapsi istenince Moskova'ya kacti. 1928 Af Kanunu'ndan yararlanip tekrar yurda
dondu. Resimli Ay dergisinde calismaya basladi. 1932'de yeniden dort yil hapse
mahkum olduysa da, bu kez Onuncu Yil Affi'ndan yararlandi. Gazetecilik yapti,
film studyolarinda calisti. 1938'de Harp Okulu'ndaki aramalarda ele gecen siir
ve kitaplariyla orduyu kiskirttigi ileri suruldu ve 28 yil 4 aya hukum giydi.
Cankiri ve Bursa cezaevlerinde yatti. 1950'de ozgurlugune kavustuysa da surekli
olarak izlenmekten kurtulamadi. Askere alinmasi kararlastirilinca tekrar
Moskova'ya kacti. 25 Temmuz 1951'de T.C. yurttasligindan cikarildi. Bunun
uzerine Nazim, Polonya uyruguna gecti. 1963'te oldu. Moskova'da topraga verildi.
Mezari oradadir.
Siir Kitaplari:
853 Satir (1929), Jokand ile Si-Ya-U (1929), Varan 3 (1930), 1+1=1 (Nail V. ile
birlikte, 1930), Sesini Kaybeden Sehir (1931), Benerci Kendini Nicin Oldurdu
(1932), Gece Gelen Telgraf (1932), Taranta Babu'ya Mektuplar (1935), Simavna
Kadisi Oglu Seyh Bedrettin Destani (1936), Kurtulus Savasi Destani (1965), Saat
21-22 Siirleri (1965), Rubailer (1966), Dort Hapishaneden (1966), Yeni Siirler
(1966), Memleketimden Insan Manzaralari (1966-1967), Son Siirleri (1970).
``Nazim'in Bedrettin'den onceki siirleri, buyuk olcude propagandayi, ajitasyonu
amaclayan urunlerdir. Dolayisiyla siir acisindan hos gorulemeyecek bir 'militan'
tutumu yansitirlar. Bu tutum, hic kuskusuz, son 20 yilda uc askeri mudahele
yasayan ve bu mudahelelerin mirasini birbirine aktaran. birikimleyen kusaklara
cekici gelmektedir. Cunku, tarihin kendiligindenci yorumuna karsi 'volontarist'
yorumu one surmekte, 'kahraman' ya da 'oncu' bireyi gorus alanimiza
getirmektedir. Ama Nazim Hikmet'in Bedrettin'den itibaren bu sorunu cok farkli
bicim ve bicemle nesnellestirdigine dikkati cekmek gerekir. Memleketimden Insan
Manzaralari bu acidan aydinlatici bir yapittir. Cunku, son kertede sairi
sinirlandirici ve kaliplastirici bir oge olan 'bireysel kahramanlik' anlayisini
asar. Dolayisiyla, ayni sekilde bireysel bir egilimi disa vuran her turden
cekiciligi de.'' (Ahmet Oktay, 1988)